İnsan kendi eliyle ürettikleri ve doğa arasında kalmış, neliğinin arayışını tamamlamaya çalışan bir varlıktır.

Sürekli toplumsal dönüşüm mücadelesi içerisinde olan insanın, bu üretim safhasında, doğasına, yaratıcısına duruşunu çok net olarak ortaya koyduğu ürünü şehirdir. Şehir insanın varlık evidir.

İnsan herkesten ve her şeyden fazla, tam ama kendinden her zaman eksik bir varlıktır, bu eksikliği en azamiye indireceği alan şehirdir.

Şehrin imarında taklitler olmuş olabilir. Burada önemli olan samimiyettir. Samimi olmayan şey bir şekilde noksan olur. Taklidin yanlışlığı neye benzediği değil, nasıl ve ne niyetle yapıldığı ile ilgilidir.

Salt fayda ile mi? Yoğun bir kompleks ile mi? Yoksa şehir ile eksikliğini bir medeniyet ideali ile tamamlama arzusu mudur?

Tüm bu çerçeve içerisinde,

Kurulan şehir, şehri kuranların ruhunun yansımasıdır.

Şehir tasavvurları, tahayyülleri ve tefekkürleri, şehrin insanın aynasıdır.

Şehrin ışıklarında saklıdır, şehir toplumunun bakış açıları.

Estetikte, sanatta, inşada ve ifşada…

Şehrin Siyaseti ise kimliğidir.

Sözün özü şehir bir toplumun her şeyidir.

Yasin ALP(Uzman Sosyolog-Aile danışmanı terapisti)- Müstakim Şehir Derneği Başkan vekili